Gıda Güvenliğinde Organik Gıdalar


Yaşanan çeşitli problemler, tüketicilerde gıda güvenliğine yönelik endişeleri arttmıştır. Bu endişeler şu noktalarda toplanmaktadır:

Gıda Güvenliğinde Organik Gıdalar

  • Sığırların merkezi sinir sistemini etkileyen hastalığın keşfi
  • Et ve yumurtalarda salmonella oluşumunun artması
  • Ette campylobacter oluşumunun artması
  • Bazı süt ürünlerinde listeria bulunması
  • Gıda ve yemde artan dioksin oluşumu
  • Gıdalarda aşırı miktarda pestisit, antibiyotik ve katkılar olması
  • Depolanan gıdalardaki toksik mantarların varlığı
  • İçme suyunun pestisit ve nitratla kirlenmesi
  • GDO ile kirlenmiş organik gıda ürünleri ve
  • Geleneksel gıdaların organik ürün olarak satışında aldatma

Bu tür sağlık ve güvenlik konuları, organik gıda satın almak için en önemli teşvikler arasındadır ve organik gıda sektöründe hızlı büyümeyi teşvik etmektedir.

Genelde, organik düzenlemelerin hazırlanmasında ve gıda güvenliğinin değerlendirilmesinde izlenen ihtiyatlılık ilkesi nedeniyle, organik gıdalarda güvenliğin, geleneksel gıdalardan daha yüksek olduğu düşünülmektedir.

Organik gıdalardaki yüksek ürün güvenliği, şu standartların etkisi ile yükselmektedir:

  • Daha düşük nitrojen uygulamaları (nitrat konsantrasyonlarını düşürür)
  • Pestisitlerin yasaklanması (neredeyse hiç pestisit kalıntısına neden olmaz)
  • Profilaktik yasağı ve hayvansal üretim sistemlerinde çift alıkoyma süreleri (düşük konsantrasyonlarda ilaç kalıntısı sağlamak için)

Bu etkiler, kanser olaylarını ve direnç genlerinin hayvansal üretim sistemlerinden insan patojenlerine transferini en aza indirmektedir.

Diğer taraftan organik ürünlerde düşük ürün güvenliği örnekleri de bulunmaktadır. Örneğin,

  • Uygun olmayan saklama koşullarına maruz kalan organik tahıllardaki mikotoksinler
  • Hayvanların dışarıdaki koşullara uzun süre maruz kalmasının neden olduğu salmonella ve campylobacter enfeksiyonları

Ancak bu riskleri azaltmak her zaman mümkündür. Özellikle, organik gıdaların işlenmesinde yüzde 5’ten fazla organik olmayan bileşen sınırı nedeniyle daha yüksek ürün güvenliği ve ışınlama, renklendirici maddeler, tatlandırıcılar, sentetik katkı maddeleri, GDO'lar ve trans yağ asitlerinin yasaklanması ile.

Organik tarım sistemlerinde, organik gıdanın etiketlenmesi yoluyla daha fazla bilgi sağlanması ve çevre üzerindeki daha düşük etkiler nedeniyle, geleneksel tarım sistemlerine kıyasla daha yüksek tarımsal gıda güvenliğine doğru bir eğilim izlenmektedir.

Kuruluşumuz beslenmelerine önem veren insanların yanında olmak ve onların güvenli gıda seçimlerine yardımcı olmak amacı ile sorumluluk duygusu ile hareket etmektedir. Bu kapsamda olmak üzere gıda üreten, depolayan, dağıtan ve hazırlayan firmaların bu yöndeki çabalarını kanıtlamalarına destek olmak amacı ile Gıda Güvenliği Sistemi (FSS) belgelendirme hizmetleri vermektedir.

Merak Edilenler