Sağlıklı gıdanın üretimini, işlenmesini, hazırlanmasını ve servisini sağlamak için etkin ve verimli altyapıların geliştirilmesi, vazgeçilmez bir unsurdur. Gıdanın mikrobiyolojik tehlikeleri ve bu tehlikelerin gıdalarda oluşumunu, büyümesini ve çoğalmasını etkileyen faktörler hakkında birçok araştırma yapılmıştır ve sıklıkla gıda kaynaklı hastalık salgınlarına yol açan uygulama, prosedür ve süreçlerin riskleri bilinmektedir.
Toplumdaki hastalık, kaza ve sağlıkla ilgili durumların dağılımını gösteren epidemiyolojik kanıtlar, bu faktörlerin dünyanın çoğu ülkesinde aşağı yukarı aynı olduğunu göstermektedir. Ancak bu geniş bilgi yelpazesine rağmen, gıda kaynaklı hastalıklar, insan popülasyonunda önemli morbiditeye (belli bir zaman dilimi içinde hastalığa tutulanların sayısının sağlıklı nüfusa oranı) ve mortaliteye (her 1000 kişi başına ölüm oranı) neden olmaktadır. Ayrıca ülkelerin ekonomik kaynakları üzerinde ağır bir baskı oluşturmaktadır.
Bu nedenle, geleneksel yaklaşımların gıda güvenliği kontrolüne potansiyel etkinliği ve katkısının derinlemesine yeniden incelenmesi ve hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde etkinliği kanıtlanmış modern stratejilerin daha gerçekçi bir şekilde kabul edilmesi ve uygulanması gerekmektedir.
Amerikan Gıda ve Tarım Örgütü’ne (FAO) göre, ulusal resmi kuruluşlar, gıda kontrol sistemlerini kurmaya, güncellemeye, güçlendirmeye veya revize etmeye çalışırken, aşağıda sayılanlar dahil olmak üzere gıda kontrol faaliyetlerini destekleyen bir dizi ilke ve değeri dikkate almak zorundadır. Belirlenen gıda kontrol prensipleri şunlardır:
Kuruluşumuz beslenmelerine önem veren insanların yanında olmak ve onların güvenli gıda seçimlerine yardımcı olmak amacı ile sorumluluk duygusu ile hareket etmektedir. Bu kapsamda olmak üzere gıda üreten, depolayan, dağıtan ve hazırlayan firmaların bu yöndeki çabalarını kanıtlamalarına destek olmak amacı ile Gıda Güvenliği Sistemi (FSS) belgelendirme hizmetleri vermektedir.